Osmanlı'nın son dönemlerinde harbiyeden değil de erlikten itibaren liyakat göstererek subaylık mertebesine kadar yükselebilmiş askerlere alaylı derlerdi. Bu anlamda ben de kendimi "alaylı" olarak kabul ediyorum. Zira bu mesleğe üniversiteyi bitirmeden önce tornacılıkla, hatta ilkokulu bitirdikten sonra başladım denilebilir. 1962 yılına kadar bugün "Endüstri Meslek Liseleri" olarak bilinen okulların isimleri "Sanat Enstitüsü" idi ve bu okullara ilkokuldan sonra erkek öğrenciler kayıtlarını yaptırabilir, beş yıllık bir eğitimden sonra mesleğe atılırlardı. Bu okulların mezunları arasından iki yıllık ek eğitim alanlar ise tekniker olurdu. | |
Ben tam bu yıllarda (1963 yılında) Erzurum Erkek Sanat Enstitüsü, torna tesviye bölümüne kaydımı yaptırarak bu mesleğe adımımı atmış oldum. Benim kaydolduğum yıldan itibaren eğitim süresi ilkokuldan sonra 6 yıla çıkarıldı ve okulu bitirenlerin o zaman Karadeniz Teknik Öğretmen okuluna devam ederek teknik öğretmen olabilmelerine, mühendislik okullarından ise sadece Yıldız Teknik Üniversitesine imtihanla kaydolup mühendis olabilmelerine imkan sağlandı. Ancak ben Sanat Enstitüsünü bitirdikten sonra tahsilime devam etmek yerine o yıllarda sanat okulu mezunlarına tanınan bir imkandan yararlanarak sıra beklemeden Almanya'ya işçi olarak gitmeyi tercih ettim. Almanyanın Kuzey Buz Denizi kıyılarında bulunan Travemünde kasabasında bir tersanede 2 yıl tornacı olarak çalıştıktan sonra askerliğimi yapmak üzere 1971 yılında ülkeme döndüm. Askerliğimi tamamladıktan sonra birçok fabrikada tornacı- frezeci olarak çalıştım ve üniversiteden önce son olarak İstanbul Telefon Başmüdürlüğünde teknik ressam olarak görev aldım. |
|
İstanbul Telefon Başmüdürlüğünde ressam olarak çalışırken 1974 yılında yapılan seçimler neticesinde CHP ile Milli Selamet Partisi koalisyon hükümeti kuruldu. Bu dönemde diğer meslek okulu mezunları ile birlikte sanat okulları mezunlarına da lise mezunlarının girebildiği tüm üniversitelere girebilme hakkı tanındı. Böylece o güne kadar içimde bir ukde olarak kalmış olan mühendis olabilme tutkusunu artık gerçekleştirilebilme imkanı ortaya çıktı. (Ne yazık ki bu hak 12 Eylül 1980 sonrası tekrar geri alındı ve yeteneklerine rağmen bir çok genç sevdiği mesleklerde çalışma imkanından mahrum bırakıldı) Üniversiteye hazırlık dersanesine bir yıl devam ettikten sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesine giriş hakkı kazandım ve bu okuldan makina mühendisi olarak mezun oldum.
Mühendis olarak ülkemizin büyük bir gıda sanayisi kuruluşunda 1986 yılına kadar proje mühendisi olarak çalıştıktan sonra YÖK ile Dünya Bankasının ortak bir projesi çerçevesinde mühendis ile usta arasında ara insan gücü yetiştirmeye yönelik bir proje kapsamında İngilterede dokuz aylık bir programa katıldım ve ülkeye dönüşte Düzce Meslek Yüksek Okulunda öğretim görevlisi olarak 2 yıl çalıştım.
Meslek Yüksek Okulunda'ki görevimden istifa ettikten sonra bir kaç sanayi kuruluşunda mühendis olarak çalıştım ve ülkemizin en büyük demir çelik kuruluşu olan ERDEMİR'de Etüd ve Proje Mühendisi olarak göreve başladım, ardından Sürekli Döküm Tesislerinde bakım mühendisi ve Mühendislik Müdürlüğünde soğuk haddehanelerden sorumlu Etüd Başmühendisi olarak 2006 yılında emekli oluncaya kadar çalışmaya devam ettim.
Emeklilikten sonra bir kaç firmada proje müdürü ve teknik müdür olarak görev yaptım. Şu anda ise Kdz.Ereğlide kurulu TAT METAL de Yatırımlar-Proje Başmühendisi olarak çalışmaya devam ediyorum.
Boş bir zamanımda mesleğimle ilgili birikmiş notlarımı tasnif etmeye çalışırken bu notların ve bilgilerin daha geniş bir çerçevede paylaşılmasının faydalı olacağını düşündüm. İşte bu düşüncenin bir sonucu olarak bu site bu gün sizlere yararlı olması umudu ile kurulmuş oldu.
Yararlanabilmeniz dileği ile hepinize saygı ve sevgilerimi sunarım.
Melik Feridun Dengizek ANA SAYFAYA GERİ DÖN